30 Mart 2010 Salı

Zayıflamaya Yardımcı Bitkiler


Havalar yavaş yavaş ısınıyor, yaz kapımızda... Ancak sıcak yaz günleri fazla kiloların daha çok göze batması anlamına da geliyor.

Büyük şehirlerde yaşamanın en büyük dezavantajlarından biri, yoğun iş hayatı ve günlük koşuşturmalarımız nedeniyle düzensiz beslenmek zorunda kalmamız. Hemen hepimiz sabahları kahvaltımızı ayakta atıştırıyor, gündüz tabağımızdaki besinleri hızla tüketiyor, akşam öğününü de neredeyse yatma vaktine yakın yemek zorunda kalıyoruz. Bunun faturasını da hızla aldığımız kilolar ile ödemek zorunda kalıyoruz. Fazla kilolarımızdan kurtulmak için başladığımız diyetleri de genellikle düzensiz yaşantımız ya da aynı besinleri yemekten sıkılıp irademize yenik düşerek yarım bırakıyoruz. Büyük bir irade örneği gösterip diyetlerine devam ederek fazla kilolarından kurtulanlarımız da bir süre sonra eski beslenme düzenine dönüyor, sonuçta verdiği kiloları fazlasıyla geri alıyor.
Aslinda fazla kilolardan kurtulmak ve ideal kiloyu ömür boyu korumak için diyet yapmaya hiç gerek yok. Sadece yeterli ve dengeli beslenerek ideal kilomuzu koruyabiliriz bence.
ben biraz araştırdım ayrıca kendimde uyguluyorum ben çok faydasını gördüm umarım
sizede fikir olur çok basit her yerde rahatlıkla bulunabilen bir kaç bitkiyi paylaşalımmı..
Zayıflamaya Yardımcı Bitkiler
Biberiye, adaçayı, maydanoz, tere, fesleğen… Kilo vermenize yardımcı olan bitkiler vücut sağlığını korumak için de neferiniz oluyor!

BİBERİYE
Kan dolaşımını hızlandırıp cildin sıkılaşmasını sağlayan biberiye et ve balık yemeklerinde kullanılabilir. Kilo verirken gevşeyen vücudunuzu sıkılaştırmak için biberiye yağı ile masaj yapabilirsiniz.


TERE
İçeriğinde vitaminler bulunan tere yağ yakmayı hızlandırıyor. Tereyi yalnızca çiğ olarak tüketebilirsiniz.


KEKİK
Vücuttaki fazla yağları yakmaya yardımcı olan kekik aynı zamanda sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlıyor.

Türk Mutfağında en sık kullanılan baharatların biri olan kekiğin çayını demleyip içebilirsiniz.


FESLEĞEN
Kokusuyla ferahlatan fesleğen; vücutta biriken fazla suyu atmaya yardımcı oluyor, idrar yollarının düzenli çalışmasına yardımcı oluyor. Fesleğeni zeytinyağlı yemeklerinizde kullanabilir ya da çayını demleyip içebilirsiniz.


ADA ÇAYI
Baharat ya da çay olarak tüketebileceğiniz adaçayı iştah kesici özelliğe sahiptir. Diyet yaparken beslenme planınızın dışına çıkmamak için adaçayı içerek sadece gerektiği kadar yemek yiyebilir, kilo verebilirsiniz.


MAYDONOZ
Metabolizmayı hızlandırma özelliğine sahip maydanozu çiğ olarak tüketebilir ya da çayını içebilirsiniz. Maydanoz; vücudun ödem toplayıp şişmesini önlüyor, yağ yakılmasını kolaylaştırıyor.

28 Mart 2010 Pazar

yanlış zaman yanlış insan...



Zamanın birinde kız varmış. Sürekli ağlayan. Gözünden gözyaşı hiç eksik
olmazmış. Ne derdi ne sıkınt...ısı varmış ama ağlarmış işte. Kimse nedendir
bilmezmiş. Bir gün kapı çalmış. Ama kapıda kimsecikler yokmuş. Kapının
önünde yalnızca bir kavanoz. Etrafa bakınmış kimseyi görememiş. Almış
içeri kavanozu. Gözleri yaşlı açmış kapağını. İçinde turuncu bir balık
görmüş. Tam o sırada gözlerinden bir damla gözyaşı damlamış kavanoza.
Balık birden kıpırdanmaya başlamış. Daracık kavanozun içinde oradan
oraya dönmüş durmuş. Kız anlam vermemiş neler olduğuna. Daha çok
ağlamaya başlamış. Üzülmüş balığın haline. Ağladıkça damlalar kavanoza
dökülmüş. Balığın rengi morarmaya başlamış. Sonra anlamış gözyaşlarının
küçük balığı zehirlediğini. Hemen gidip suyu değiştirmiş. Balık tekrar
canlanmış eski haline geri dönmüş.


Aradan günler geçmiş. Kız balığına şarkılar söylemiş durmadan.
Dertleşmiş derdini anlatmış. Balık dinlemiş. Ama ağlamamış hiç. Balığım
ölmesin diye. İçine akıtmış gözyaşlarını. O kadar çok sevmiş ki küçük
balığı hiç ağlayamamış, hiç belli edememiş.


Ama günler geçtikçe kız hastalanmaya başlamış. Rengi solmuş. Halsiz
kalmış. Kimse ne olduğunu anlayamamış. Ama kimse bilememiş, içine
akıttığı gözyaşlarının kendisini zehirlediğini. Asıl ağlarken daha mutlu
olduğunu, zehrini böyle dışarı akıttığını kimse öğrenememiş. Ondan
geriye kalan yalnızca turuncu bir balık kalmış.


Daha mı değerliydi uğruna gözyaşlarımızı sakladığımız, kendimizi
zehirlemek daha mı kolay, saklanmak, kaçmak çözüm mü? Daha mı değerli
turuncu balıklar? Daha mı değerli kendi hayatımızdan? Durma ağla. Durma
akıt gözyaşlarını. Dök içindekileri, bırak gitsin gidenler. Bırak ölsün
balıklar, bırak kırılsın kavanoz. Elbet bir balık var gözyaşlarında
canlanacak, elbet bir kavanoz var gözyaşlarından kırılmayacak. Elbet bir
balık var seni ağlatmayacak, gözyaşlarını dindirecek, senin sesinle
konuşacak. Gözyaşlarında bir sorun yok. Kapında bile olsa, tek mesele
yanlış balık, yanlış kavanoz. Ya da yanlış zaman yanlış insan...
E

24 Mart 2010 Çarşamba

BEN SENİNLE BEN OLDUM..


İyiki varsın gönlümün güzeli!!
Gönlümde ateş seninle alev alev,
Tanrım şükrederim seni bize verdiği için,,
Bana verdiğin bir lütuf bu canım zeynebim
Dünyamı aydınlattın bir sevdasın,

Karanlık dünyam seninle güzelmiş,
Burcu burcu kokan teninin kokusu,
Bitmiyen tükenmeyen bendeki aşk,
Yüreğimde depremler oluyordu senden önce
Ben seninle ben oldum kuzumm
Dünyamı aydınlattın sen sevdamsın
Benim yaşama sebebim fidanlarım,
Bana verilen en büyük armağan,,
Ben yalınız değilim her an varsın!!
Hattıralar coşturuken beni
Dünyamı aydınlattın enn büyük sevdasın,

17 Mart 2010 Çarşamba

18 Mart Çanakkale zaferi ve Şehitlerimizi minnetle ve şükranla anıyoruz.


ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ'NE
Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar...
O, rûkü olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Vurulmuş temiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i......
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.
Herc u merc ettiğin edvara ya yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki; a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif ERSOY
(

12 Mart 2010 Cuma

ÖZLEM


müzeyyen senar neyleyim köşkü (ah edip inlerim)
Yükleyen karazeybek1919. - Öne çıkan müzik videolarını izleyin.
Özlem öyle bir duygudur kendin bile mana veremezsin bazen
sorarson kendi kendine acaba ben neyim ve ne yapıyorum diye

kimseye anlatamazsın bazen içinde bulunduğun durumu

herşey boş gelir insana içinde özlem varsa

bazen düşünür kendi kendine değer mi bu kadar yıpranmaya dersin
her ne kadar değmez desende özlem öyle bir duygudur ki karmakarışık duygulara kapılır insan
özleyince sevgi,aşk,hasret ve herşey sımsıkı sarar insanı

özlem bazen öyle bir hal alır ki ölmek ister insan
ama yapamaz bunu çünkü özlemekte güzeldir diye düşünür bir an

HAYIRLI CUMALAR


İnan! ...Ama yalnızca bildiğin gerçeklere.
Güven! ...Ama yalnızca içinde bağladıklarına.
Sev! .......Ama yalnızca hak edenleri.
Paylaş! ..Ama yalnızca değerini bilenlerle.
Çalış! ....Ama yalnızca doğruluk yolunda.
Yaşa! ....Ama SAKIN ÖLÜMÜ AKLINDAN ÇIKARMA
HAYIRLI CUMALAR DİLERİM HEPİNİZE.
SEVGİLER...

11 Mart 2010 Perşembe

TEŞEKKÜR EDERİM CAN DOSTLAR...


Doğum günümü kutlayan sevgilerini iyi dileklerini gönderen mesaj çeken arayan benim duygularıma ortak olan can dostlarım yazdıklarımla üzdüysem affedin buda benim içimden geçenlerdi hiç bir zaman yapmacık olamıyorum ne yaşıyorsan ne düşümüyorsan kalbimden geceleri sizle paylaşıyorum üzdüysem hakınızı helal edin tüm dostlarım HEPİNİZE EN İÇTEN SEVGİLERİMİ GÖNDERİYORUM İYİKİ VARSINIZZ

9 Mart 2010 Salı

Bu gün benim doğum günüm...

MEKANIN CENNET OLSUN
CANIM BENİMM
KALBİMİZDESİN SULTANIN.KUZUN.PAŞAN
Evet bu gün doğum günüm ve sensiz kutluyorum sen olmadan giriyorum yeni bir yaşa.
Belkide giricem nice yaşlara,sen olmadan sen yokken nice seneler geçecek….
Bugün 10.MART.2010.takvime baktım 798 GÜN olmuş.
Sensiz yeni bir yaşa girmek nasıl bir şey görmek istemiyorum ve sensiz 798 gün yaşlanmayı sevmiyorum.
Hatırlıyor musun gidişini ???
Beni koyup gidişini ve ilk kez ağlamamı.
Yokluğun bu kadar zormuş
Nefes almamakmış söylemediler
Azraili misafir etmek gibiymiş
Can alır satarmış hiç demediler
Giderken ardından sadece baktım
Hani hep kızardın ya sigara yaktım
Ölürcesine bir nefes çektim
Bir yastığa baş koyup da
Yaşlansaydık olmaz mıydı
Hani torunlar büyütecektik ZEYNEB'İMLE YALNIZ KALDIM
Paşamızı evlendirecektik
Şimdi ne sen ne ben varım
Ben bende değilim
Ne bu gün kaldı ne yarın
Şimdi sen hayatımdan
Bu günümden yarınımdan
Çıkıp gittin öylemi
Sevmek dediğin böyle mi
Bu gün benim doğum günüm
Sen olmadan kutluyorum
Ayrılık bana hediyen
Aldım kabul ediyorum

Hediğeni bir ömür boyu saklıycam
Sen rahat uyu ben senin
Baktığın yerde olacam
Bu gün benim doğum günüm
Sen olmadan kutluyorum
Ayrılık bana hediyen Aldım kabul ediyorum
SULTANINNN


7 Mart 2010 Pazar

8Mart Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun


Kim Demiş Kadının Adı Yok
Kimi sevda uğruna heder oldu
Kimi kan davası uğruna
Kimi kaldı savaş ortasında
Kimi mutlu idi
Kimi mutsuz
Kimi aşıktı
Kimi çaresiz
Kimi eşti
Kimi ana.
Kadınlarımız...
Karanlıklara inat yaşadılar
Ağlarken gözleri,yaşama inat sarıldılar hayata
Ama dimdik hep ayaktaydılar
Onlar Atatürk Kadınlarıydı
Cumhuriyet anneleriydi
Bugün 8 mart dünya kadınlar günü imiş...Kutlu olsun KADINLARIMIZA...Kadının Adı yok dedilerde...
Tecavüzlere,aşağılanmalara,şiddete,saygısızlığa,zincirlere,esarete maruz kadınlarımız...Doğuda kadın.Batıda kadın ama hep adı kadın...Çocuğuyla sokak ortasında öldürülen adı kadın.Erkek çocuk vermedin diye dövülen adı kadın
Sokağa atılan kadın...Sevdi diye öldürülen adı kadın
Kuma istemedi diye dövülen adı kadın
kim demiş kadının adı yok..işte adı var ya KADIN.... Madem bugün KADINLARIMIZIN GÜNÜ gününüz kutlu olsun mecburen... Yazdıklarım Yazamadıklarımdan.... sevgiyle kalın
CENNET KADINLARIN AYAKLARININ ALTINDADIR
HEPİNİZE ÖNCE SAĞLIK,HUZUR,VE MUTLULUKLAR TEMENNİ EDER ALNINIZDAN ÖPERİM
KADINLAR GÜNÜNÜZ TEKRAR KUTLU OLSUN


Dua


ALLAHIM
SANA AÇTIK ELLERİMİZİ
GÜNAHLARIMIZ AFFET.
BOLLUK VE BEREKET KAPILARINI
AÇ.
DERTLERİMİZE DEVA, HASTALIKLARIMIZA ŞİFA VER.
KULA MUHTAÇ ETME BİZİ,
DİLİMİZİ VE KALBİMİZİ VESVESEDEN KORU.
BİZ KENDİMİZDEN GEÇSEKDE, SEN
BİZDEN GEÇME.
BİZE GELEN HERŞEYE DAYANMA GÜCÜ VER,
VER Kİ ŞÜKREDEN
KULLARINDAN OLALIM.
RAHMETİNİ VE YARDIMINI ESİRGEME BİZDEN...



GÜNAYDINLAR... TÜM DOSTLARIMA KEYİFLİ BİR HAFTA SONU DİLİYORUM . HUZUR SİZİNLE OLSUN...

4 Mart 2010 Perşembe

Allahim ellerimi birakma!


Tüm Dost ve Arkadaşlarım!

Cumanız Mübarek Olsun, Rabbim Yapacağınız Her Türlü İbadet Ve Taatlerinizi Kabul Eylesin.

Allahim!

Benligimin yaktigi ateste yakma beni!

Beni nefsime kul etme kul et nefsimi Sana!

Bir lahza dahi bana birakma beni!

Sen bana yetersin, yetmem ben bana

Bilmedigimi bildir, görmedigimi göster!

Sen bildirmez...sen bilemem, göremem göstermezsen

Gönlüme huzur, gözlerime nur, dizime derman ver!

Sen" OL" deyince olur, olmaz " OL" demezsen.

Canana can, cana canan, kalbe ferman ver!

Al iste ellerimi, uzattim sana!

Ne olur, ne olur birakma beni bana!

Sen bana yetersin, yetmem ben bana!

Allahim ellerimi birakma!

MİSAFİR..


Adam çok kötü biriydi kimseye iyiliği dokunmamış; bilakis çevresine ondan hep fenalık bulaşmış ve ölmüştü.

Onu kimse gömmek istemedi. karısı tek başına ve yaşlıydı.onu yalınız ve güçsüz haliyle defnetme imkanı yoktu.

Köyün yaylasındaki çobana gitti ve rica etti yalvardı: ne olur kocamı defnet!

Çoban: ben defin bilmem dua da bilmem! nasıl olacak bu? dedi ve kabul etmedi.

Kadın ısrar etti. dua etmesen de olur; ama yeter ki onu göm. açıkta kalmasın böyle.

Çoban adamı defnetti. o gece kadın rüyasında kocasını gördü. bir eli yağda bir eli balda hesabı. keyfi yerindeydi.

Anlam veremedi bu rüyaya. ertesi gün yine aynı rüyayı gördü ve sonraki gün de!

Köyün imamına söylemeye karar verdi rüyasını.

İmama anlatınca imam: sadece sen değil hanım kardeşim! bütün köy! herkes aynı rüyayı görüyor üç gündür! dedi.

Araştırıldı bu adamın bir faziletli işi var mıydı diye bulunamadı.

İmam kadına sordu: bunu kim gömdü?

Çoban gömdü dedi kadın.

Çobanı buldular ve sordular: sen ne dua ettin?

Çoban: ben dua bilmem! dedi. ikna olmadı ahali ve çobanı sıkıştırdılar: bir şey söylemiş olman lazım. düğüm sende! söyle haydi iyi düşün. ne dedin?

Çoban: ben hakikaten dua bilmiyorum; ama onu mezara koyduğumda içimden dedim ki:

Allah'ım! bana bunca zamandır misafir gönderiyorsun dağın başına. geliyorlar bana ve Tanrı misafiriyim diyorlar. ben onlara elimde ne varsa ikram ediyorum. şimdi de ben sana bir misafir gönderiyorum. Sen de ona ikram ediver!

İnsanlar sadece ağladılar!
<<<<<<<<<<<
BU HİKAYE yaradan gönüldedir sözünü ne kadar doğruluyor.Allah bizi de duasi kabul gören kullarindan eylesin.

2 Mart 2010 Salı

Özgürlüğün Resmini Biliyor musunuz?


Babası İspanya`nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkumdu küçük kızın. Fırsat bulduğu her hafta sonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi.

Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı.

Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı…

Çok üzülmüştü küçük kız. Babasına söyledi bunu, o da “üzülme kızım, yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?” dedi.

Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü. Bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti.
Babası keyifle resme baktı ve sordu: “Hmmm! Ne güzel bir ağaç bu! Üzerindeki benekler ne? Portakal mı?”

Küçük kız babasına eğilerek, sessizce şöyle dedi :

“Hşşşşt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşların gözleri…
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
Bu hikayeyi okudugumda çok etkilendim ve paylaşmak istedim buda gösteriyorki
kesinlekle çocukların hayal dünyaları çok geniş ve muhteşem :)
insanların ellerine kelepçe vurulur,Ama düşüncelerine asla

1 Mart 2010 Pazartesi

Büyük Hayal...


Büyük Hayal...

Yeniden doğmak istiyorum bugün, yeniden nefes almak, yeniden hayata başlamak, sıfır...dan sil baştan yaşamak her şeyi, hiç yaşanmamış saymak eskileri hiç olmamış acı vermemiş saymak, ne hoş olurdu böyle yapabilmek başarabilene değil mi... Öylesine bir hayat ki hiç el değmemiş, hiç pörsümemiş, tıpkı yıpratılmamış jelâtini yeni açılan bir oyuncak gibi... Bir çocuk olmak yeni hayatta hiç büyümeyen hep çocuk kalan oyuncakları olan bir çocuk...

Kendine küçücük bir şehir yaratmış olan içinde prensesiyle mutlu yaşayan prensi olan ve ihtiyaç duyduğu sevgiye ilgiye sahip olan bir çocuk... Ne güzel olurdu bir efsanede yer almak ya da bir masalda sonu güzel biten... Mutluluğa yelken açan sevgililerin olduğunu, sevdiği için Kaf dağını aşan prenslerin olduğu... Yıllarca sevdiğini bekleyen bir köylü çocuğu olmak küçük bir hikâyede... Sevdiğini beklemek sabırla, tek gaye olarak onu bilmek, aldırmamak başka şeye...

Ne güzel olurdu dimi? Ama gerçek hayat bu değil işte masallara konu olamayacak kadar adi ve acımasız bir hayat yaşadığımız, ya da yaşadığımızı sanıldığımız... Aslında insanların elinde her şey. Hayatı güllük gülistanlık yapmak insanların elinde. Çok zor değil sevmek... Seni seviyorum demekle kimseye birşey olmaz...

İnsanın içi açılır birini sevdiğinde... Sevgi çok güzel birşeydir, öyle ki dünya bile sevgi uğruna yaratılmıştır derdi eskiler. Öyleyse neden bu kadar direniyoruz birbirimizi sevmemek için ya da kırmak için... Oysa öyle güzeldir ki birinin gözlerindeki parıltıyı görmek gözlerinin içine bakmak ve aynı muhabbetle karşılık vermek...

O zaman dünya masallardaki ülkelerden bile güzel olurdu... Beyaz atlı prensler Kaf dağına çıkmak zorunda kalmazdı o zaman... Genç kızlar zorla evlenmek zorunda kalmazdı sevmedikleriyle... Çocuklar annelerini emmek yerine suni besinlerle beslenmezler, kadınlar eşlerinden dayak yemezler, eşler sabah kalktıklarında kahvaltısız işlerine gitmek zorunda kalmazlardı...

Eğer sevgi saygı hâkim olsaydı dünyaya silahlar konuşmazdı dünyada ve anneler ağlamazdı şarapnel parçasıyla havaya uçan bebeklerinin ardından... İşkence aletleri imal edilmezdi o zaman, hapishane diye bir kelime lügatlere girmezdi, intikam diye bir duygu yer etmezdi hiç zihinlerde, çocuklar kardeşçe oynarlardı sokaklarda kire çamura bata çıka... Çekememezlik olmasaydı dünyada insan insana kıymazdı... Nefretin yerini sevgi alsaydı ve tüm insanlar birbirini sevseydi...
HAYAL İŞTE…

Sevgiyle kalın...
Ekleyen::Hanifi Özdemir
o kadar içten yazılmış benim duygularıma tecrüman olnuş bir yazı hanifi beyim yüreğine sağlık