7 Mart 2013 Perşembe


Kim Demiş Kadının Adı Yok
Kimi sevda uğruna heder oldu
Kimi kan davası uğruna
Kimi kaldı savaş ortasında
Kimi mutlu idi
Kimi mutsuz
Kimi aşıktı
Kimi çaresiz
Kimi eşti
Kimi ana.
Kadınlarımız...
Karanlıklara inat yaşadılar
Ağlarken gözleri,yaşama inat sarıldılar hayata
Ama dimdik hep ayaktaydılar
Onlar Atatürk Kadınlarıydı
Cumhuriyet anneleriydi
Bugün 8 mart dünya kadınlar günü imiş...Kutlu olsun KADINLARIMIZA...Kadının Adı yok dedilerde...
Tecavüzlere,aşağılanmalara,şiddete,saygısızlığa,zincirlere,esarete maruz kadınlarımız...Doğuda kadın.Batıda kadın ama hep adı kadın...Çocuğuyla sokak ortasında öldürülen adı kadın.Erkek çocuk vermedin diye dövülen adı kadın
Sokağa atılan kadın...Sevdi diye öldürülen adı kadın
Kuma istemedi diye dövülen adı kadın
kim demiş kadının adı yok..işte adı var ya KADIN.... Madem bugün KADINLARIMIZIN GÜNÜ gününüz kutlu olsun mecburen... Yazdıklarım Yazamadıklarımdan.... sevgiyle kalın
CENNET KADINLARIN AYAKLARININ ALTINDADIR
HEPİNİZE ÖNCE SAĞLIK,HUZUR,VE MUTLULUKLAR TEMENNİ EDER ALNINIZDAN ÖPERİM
KADINLAR GÜNÜNÜZ TEKRAR KUTLU OLSUN

5 Ocak 2013 Cumartesi

YAVUZ SULTAN SELİM HAN'IN İHANETE CEVABI

YAVUZ SULTAN SELİM HAN'IN İHANETE CEVABI

Bir Gün Padişah Yavuz Sultan Selim pazarda gezerken keklik satılan bir tezgah görür ve keklik satılan tezgaha yönelir. Bütün keklikler 1 altındır fakat bir tanesi ayrı bir kafes içinde ve 100 altındır.

Yavuz Sultan Selim sorar:

-Bunlar 1 altın da bu neden 100 altın?

Satıcı:
-Hünkarım 100 altınlık olan ötüşüyle diğer keklikleri kendine çeker ve yakalanmalarını sağlar.

Yavuz Sultan Selim 100 altını çıkarıp adama verir ve
-Ver o kekliği bana! der.

Herkes şaşkınlık içinde napacak acaba koca Padişah bir kekliği diye düşünürken Yavuz Sultan Selim kekliğin kafasını tuttuğu gibi gövdesinden ayırıverir ve der ki:

-KENDİ IRKINA İHANET EDENİN SONU BUDUR!!

4 Ocak 2013 Cuma

SOĞANIN GÖZ YAŞARTAN LEZZETİ




Soğanın ne kadar çok koktuğunu ve soyarken bizi ağlattığını hepimiz biliriz. Peki, faydaları hakkında bilginiz var mı?

Soğanın keskin kokusu aslında vücut için ne kadar faydalı olduğunun göstergelerindendir. Yüzyıllar boyunca soğan hem mutfakta hem de tıbbi alanlarda en çok tercih edilen sebzeler arasında yer almıştır. Hatta Mısır piramitlerinin inşasında işçilerin ücretinin soğan olarak ödendiği bile tarihte yer alan bilgiler arasındadır.

Keskin kokusu sebebiyle gözlerimiz yaşarır ve burnumuz akar. Bu, vücudumuzun bağışıklık sistemini tetikleyen bir harekettir. Vücudumuz virüslere ve enfeksiyona yol açan bakterilere karşı harekete geçer.

C vitamini, potasyum, krom, lif, manganez ve B6 vitamini açısından zengin olan soğanın odadaki virüsler ve bakterilerle bile savaştığı söylenmektedir. 5000 yıllık bu sebze yemeklerimize de lezzet katan en önemli etmenlerden biridir.

Gözleriniz yaşarmadan soğan doğramak için:

Soğan doğrarken gözlerinizin yaşarmasını çok basit yöntemlerle engelleyebilirsiniz. Soğanları akan suyun altında soyarsanız etkisi azalacaktır. Doğramadan önce buzdolabında bekletmek de akıllıca bir çözüm önerisidir.
Gül


3 Ocak 2013 Perşembe