28 Kasım 2009 Cumartesi

Bazen aşk gider...


Bazen aşk gider !!!
Ve hayat da gider onun pesinden...
Terk edildiğin yerde öylece kala kalırsın…
Bir sabah uyanırsın ki gözünü açtığın ömür senin ömrün değildir...
Aynada tek parça görünen bedenin, aslında lime limedir...
Nefes diye içine çektiğin ciğerlerinde parçalanmış aşkının cam kırıklarıdır...
Her sabah ölmeyip neden uyandığına lanet edersin...
Bazen aşk gider...
Önünde
küllükte bir ölüm dolusu izmarit öylece bakakalırsın arkasından...
Kulağın hiç çalmayacak olan telefondadır...
Zaman dursun saatler hiç geçmesin istersin...
Tanrım ne olur gerçek olmasın, ne olur güneş dogmadan geri dönsün,
Teninde bir başka tenin kokusunu getirse bile dönsün yeter ki
Hiçbir şey sormam ona, bu geceyi yaşanmamış sayarım,
İçimde durmaksızın çığlık atar dualar...
Ama bazen aşk gider ve o çaresizce ...
Sonra sabah olur, güneş doğar...
Aşkın gelmez bir türlü...
Bir gecede değişir ömrün...
O bir türlü inanmak istemediğin kader seninle alay eder gibidir...
Ömrünü adadığın, yıllarını önüne serdiğin aşkın bir gecede bir başka hayata karışmıştır iste...
İNANAMAZSIN! ...
Bazen aşk gider...
Ve sen yıllardır içinde yaşadığın yürekten valizler dolusu anılarla kendi yalnızlığına taşınırsın...
Elin varmaya varmaya boşaltırsın dolapları...
Çekmeceden çıkan her giysi parçası onunla geçirdiğin anıların tarihiyle ağırlaştıkça ağırlaşır...
Onun yerine koyup büyüttüğün cam önündeki o küçük mor menekşe
yapraklarına kondurduğun veda öpücüğüyle büker boynunu...
Valizlerini kapının önüne yigip yüzün sirilsiklam son bir sigara için yigilirsin koltuga...
Bazen aşk gider...
Günler geçer ardından ve aylar..
Bazen de yıllar...
Bebekler büyür, insanlar yaşlanır, insanlar ölür,
eşyalar eskir, evler yıkılır, kurur ağaçlar...
Sokakların adi değişir...
Acılar belleğin acımasızlığına teslim olur...
Sevilen unutur, seven yanar..
Bazen aşk gider...
Ya da siz gittiğini sanırsınız...
fatma

25 Kasım 2009 Çarşamba

Bayramlar bayram olmuyor


2 yıl oluyo nerdeyse işte sensiz gececek bir bayram daha.
Yalnız kalmakta varmış yanında olmamakta.
Sen gideli bayram alışveriş telaşı kalmadı bayramlar bayram olmadıki hiç
Yanında olmamakta varmış,
Yola cıkacaz diye hazırlıklar yapardık
Sen gideli
Telaş yok, olmadı hiç.
Sen varken içim bir hoş olurdu bayram günlerinde.
Ama bugün yoksun
Bayram namazından dönerken aldıgın boyozları hiç unutamadım.
Ya hakkı buluttan dinlediğin şarkıları
Arabada giderken çalınan o türküleri,
Hiç mi hiç unutamadım
Ardı arkası gelmeyen misafirlerimiz olurdu.
Sonra bizim akraba ziyaretleri başlardı.
Ama mutluyduk
Şimdi hiç de öyle değil,
Ne misafir kaldı nede ziyaret
Bilmem nedendir
Aldığımız boyozlarında tadı yok
Poğaçaların tadını da bulamadım.
Öyle akraba ziyaretleri mi?
Yok oda kalmadı ne gelen var nede soran
Millet kendi derdinde bense imkansızlıklar içinde
Dahasıda eskiden bayram olurdu hediyeler ikramiyeler verirlerdi,
Şimdi maaşımızı alamıyoz parasız bayram olurmu canım
Gavur İZMİR dedikleri doğrumudur acep
Hele yattığın kabristanın yollarını unuttum.
2.bayram oluyor varamıyom yanına ne vardı vasiyet edecek
İzmir de koyma beni dedinde noldu bak biz varamıyoz yanına
Bomboş, unutulmuş gibimi kalacaksın…
Biz çiçek koyar fatiha okurduk.
Her zaman okuyorum ama ne olurdu topragınada el sürseydik
Hatırlıyormusun köye gider çocuklara şeker götürürdük
Kapıya gelen çocuklara,
Bir şeker verirdik.
Burada yok öyle bir şey.
Ne iyi bayramlar derler,
Ne de el öperler çocuklar.
Eskiden bayram kartlarıda gönderirdik
Sevdiklerimize…
Şimdi geçmez bunlar.
İzmirde selam verecek kimsemiz yok desem yeridir.
Kapkaç şehri olmuş sanki kapıyı çalana acmaya korkar olduk
Hani büyük şehirde yaşıyosun herşey elinin altında diye anlatırlarya
Anlattıkları gibi hiç değil
Caddeler çarşılar kalabalık bir kalabalık
Ama kuru kalabalık.
Elimizden gelse gırtlağımızı sıkacağız
Birbirimizin,
İnsanlarda selam kalmamış.
Bizim orada tanıdık tanımadığına
Bayramınız mübarek olsun derdi
burada ne gezer ne
Emeğinin karşılığını almadığın gibi
İyi bayramlar bile demiyolar
Kendilerini hizmet ehli sayanlar
Dilimden düşmeyen
Bir türkü var bugün,

Başlıyorum söylemeye susmadan:

Elde düğün bayram bayram, benim neyime
Benim kurbanlarım çok evel oldu
Sorayım fakire hey hey birde beyime
Demi devranlarım çok evel oldu.


Eller güler oynar oynar, içim kan ağlar
Alem al yeşilde, can kara bağlar
Değişti asırlar, silindi çağlar
Meydanı meydanım çok evel oldu.


Davut Sulari`yem çağladım aktım
Riyakar kullardan nefretten bıktım
Şöhret kaliasını kökünden yıktım
O ahdı peymanım çok evel oldu
Adı sıraeklerim bayram gelmiş neyimeee
anam anam garibemm

İştecanım sen gittinya burada ne bayram var,
Ne de seyran.
Bayramlar bayram olmuyor
Yüzüm gülsede içim gülmüyor
Olmuyor ben başaramıyorum

Senden ayrı bayram olmuyor.
Yüzüm her ne kadar gülüyorsa da,
Her ne kadar sevinçli izlenimi veriyorsam da,
Olmuyor başaramıyorum,
Tüm SEVENLERİME dualarımla..
Efkar bastı yine..
FATMA

Dostluğu, sevgiyi ve geleceği... Aşımızı, ekmeğimizi, soframızı... Hüznümüzü, acımızı, yalnızlığımızı paylaştığımız; birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, mutluluklar dilerim.
İYİKİ VARSINIZ CANLARIM..

24 Kasım 2009 Salı

24 kasım


Başta kendi oğlum olmak üzere tüm ögretmenlerimizin 24 kasım öğretmenler günü kutlu olsun

Anan kurban olsun sana canım oğlum paşam benim bu sene dokuz eylül ünüversitesi tarih öğretmenliğinde asistan olarak göreve başladı ben çok mutlu ve gururluyum ALLAH herkese göstersin evlatlarının mezuniyetini başarısını günün kutlu olsun canım oğlum..

23 Kasım 2009 Pazartesi

TURPOTU SALATASI


Ege'nin nesillerdir gelen ot yemekleri hem ucuz hemde hazırlanması çok kolaydır.Doğanın Ege insanına sunduğu bir ayrıcalık olan bitkiler dengeli beslenmede önemli yer tutar.
(TURP OTU)
Bu bitki doğanın nimetlerinden birisidir ve Ege insanının sofrasında her zaman yer alır.
İki çeşidi vardır.
Turpotu ve Hardal.
-Ben turp otunu daha çok severim hardal biraz acımsı olur onun tadıda başka olur tabi.
Bu bitki sadece kış ve bahar başlangıcında toplanabilir.
Ama isterseniz derin dondurucuya koyup yaz günlerinde de aynı tatla yiyebilirsiniz.
Doganın bize verdiği nimetlerden birisidir tamamen masrafsız kendi halinde yetişir.
Ben otcul birisi olarak en az haftanın üç günü ot yemekleri yaparım yeni nesil bunları bilmiyor aman annemi pazara göndermeyin sanki evde kuzu besliyo gibi ot doldurur gelir diyede takılır benimkiler

-Bütün yörelerin yemekleri tabi ki kendine göre güzel ama Ege'nin meşhur zeytinyağıyla hazırlanırsa daha lezzetli olur.Ayrıca yanında en lezzetli zeytinimiz,soğanımız veya turşumuz mutlaka yer almalı.

-Nasıl hazırlanır derseniz ÇOK KOLAY HEMEN ANLATAYIM
Artık büyük şehirde kendimiz toplayamayacığımıza göre
semt pazarlarında bolca bulunan bu mevsimin taptaze otları çokca var
-Bir bag turp otunu ayıklayıp güzelce yıkadıktan sonra
kaynar tuzlu suyaatıp 10 dk haşlamak yeterli
sıcak sudan cıkınca hemen soğuk suya tutarsanız rengini korur yemyeşil kalır.
süzdükten sonra birkaç diş sarmısagı tuzla dövüp limon ve zeytin yağıyla karıştırın
üzerine döküp afiyetle yiyin canlarım ben bayılıyorum buna salata niyetiylede yenir
-Yemek olarakta yapmak isterseniz haşlamış turp otlarını suyunu sıkıp bir kaç pırasayı ince doğrayıp beraber biraz pul biberle kavurun üzerine sarmısaklı AYDIN2nın meşhur kese yogurdunuda döktünmü yemede yanında yat oluyo

18 Kasım 2009 Çarşamba

SEN BİR AYNA OL


Adam olmanın şartı, okul okumak değildir..
Eşeği de al okut, eşek eşekliğinden ne bir şey kaybeder ne de kazanır..
Önemli olan asıl hazinenin gönülde yattığını bilmektir..
Karşısındaki insana aldığı eğitim yaptığı işle değerlendiren insana haklıyken haksız çıkaranlara sözüm.
SİZ kalbinizi ayna eyleyinki.
Oraya bakanlar sadece seni görsün olduğun gibi.
Sen yalnız kendine ayna ol.
Başkalarına nasıl ayna olunacağını, onlara, dışarıdan nasıl göründüklerini ve yüzlerinin hâlini göstermeye çalışarak yorma kendini.
Ayna iyi kötü ne varsa yansıtır şişman zayıf demez.
Riyaya düşme, aman şunu da bilsinler, aman beni takdir etsinler aman ne de güzel kalbi varmış desinler deyip cahillerin düştüğü sığlıklara düşme.
Sen bir ayna ol, sade bir ayna, bırak arif olan anlasın, cahil de bilmeyiversin.
NOT:Benim sitemin sayfamdaki arkadaşlarımdan birine asla değildir son zamanlarda yazdıklarımla alakalı yorumlar alıyorum benim sitemin yaşadıklarımla alakalıdır.
-Bu gün oldukca kırıldım bu duygular içindede böyle bişeyler aktı gönlümden konu haklıyken haksız duruma düşmek sadece karşıdaki insanın benden daha eğitimli daha mevki sahibi olması benim haklıyken haksız duruma düşmüş olmamla alakalıdır.
Anladımki biz bir değiliz bu nerede olursa olsun okumuş olmakla okul bitirmekle adam olunmadığını gösteriyor.
Bağlantıyı sevgi ve saygı sağlar. Tüm evreni kucaklayın, bir tebessüm içten bir selam gönderin eeen uzaktaki galaksilere, yıldızlara, insanlara. Lütfen sevginize sınır koymayın.

16 Kasım 2009 Pazartesi

YÜREKTEKİ YANIK


Genç kız, el aynasında makyajını kontrol etti; “-Gayet iyi.” dedi. Güzelliğinden emindi.Çevresindeki erkeklerin pervane olmasından zaten biliyordu güzel olduğunu. Hayatın tadını çıkaran, rahat yaşayan biriydi.

Cep telefonu çaldığında , akşam arkadaşlarıyla hangi eğlence yerine gideceğine karar vermeye çalışıyordu. Telefondaki numaraya baktı, arayan annesiydi.

- Alo…kızım, nasılsın ?

- İyiyim anne. Ne oldu *

- Sana bir surprizim var.

- Surpriz mi ?

- Evet.Çok eski bir arkadaşım, dostum şehrimize gelmiş….

- Eee kimmiş.

- Kim olduğu surpriz. Fakat, onu senin almanı istiyorum.

- Ben mi ?




- Evet, senin iş yerine yakın olan parkı biliyormuş. Parka gitmesini ve seninle buluşmasını söyledim. Senin de parka gidip onu almanı istiyorum.

- Anne, ben böyle şeyleri sevmem, kendin halletsen.

- Kızım 1-2 saatlik bir işim var. Ayrıca seni bebekliğinden tanıyan bir arkadaşım. Seni görünce mutlaka çok sevinecektir.

- Amaaan. Peki peki… Nasıl tanıyacağım.

-Evden çıkarken üzerine giydiklerini tarif ettim.O parkta bazı oturaklar piknik masası şeklinde. Parkın sinema tarafı girişindeki ilk piknik masasına otur. O gelince seni bulacak.

-Tamam anne ..tamam…

- Kızım senden her gün mü bir şey istiyorum.Üniversiteyi bitireli, hele de işe gireli bir fatura yatırmaya bile göndermedim.

- Hemen darılma, tamam dedim ya…

O nasıl tamam demekse… neyse, hadi o zaman, izin al da çık, bekletme. Ben de işlerimi bitirip hemen geleceğim.

**** **** **** **** **** **** **** **** **** ****

Genç kız , izin alıp çıktı.Kısa bir yürüyüşten sonra parka vardı. Bu parkta daha önce hiç oturmadığını farketti. Arkadaşlarıyla hep paralı,lüks eğlence yerlerine giderlerdi.

Annesinin tarif ettiği, girişteki ilk masayı buldu, boş olan kısmına oturdu. Masanın diğer tarafında bir köylü kadınla, küçük kız oturuyordu. Onlarla aynı yerde bulunmaktan utandığını hissetti. “-Annemin arkadaşı çabucak gelse de, şunlardan kurtulsam” diye düşündü.

Köylü kadın çekinerek seslendi;

- Afedersin kızım, bir şey sorabilir miyim ?

“Kızım” diye seslenmesi iyice sinirlerini bozdu.

- Ne var, adres mi soracan !..

Sert çıkış karşısında kadın sesini alçalttı;

- Hayır kızım, başka bir şey soracaktım.

- Sizin gibi cahiller ya adres sorar, ya para ister.




Köylü kadının kızaran yüzüne aldırmadı bile. O sırada şık ve lüks giyimli, orta yaşlı bir kadının uzaktan yaklaştığını gördü.

“-Nihayet.” diye düşündü. Ayağa kalkıp kadını karşılamaya çalışırken, kadın yanlarından geçip gitti. Somurtarak geri oturdu.

Yanındaki küçük kıza daha sıkı sarılmış köylü kadının gözünden bir damla yaşın süzüldüğünü gördü.Kadın gözyaşını saklamak için diğer tarafa dönünce bir yüzündeki büyük yanık izi göründü. Genç kız manalı manalı güldü;

- Bak kolayca gözyaşı dökebiliyorsun, yüzünde de çirkin bir yanık izi var. Burda ne bekliyorsun geç bir köşeye aç mendilini ağla… Fakat ağlamayla benden bir şey koparacağını sanma, tamam mı…

Kadın dayanamadı;

- Cahil deyip duruyorsun. Ne cahilliğimi gördün. Tanımadığım bir kadına, torununun yanında hakaret mi ettim !…

- Oooo... laf yapmayı da biliyormuş

-Anlaşıldı kızım, sen üniversite bitirmiş, çok şey öğrenmiş olabilirsin ama insanlıktan sınıfta kalmışsın. Torunumu okutmak için uğraşacaktım. Fakat seni görünce vazgeçtim.

Yaşlı kadın, küçük kızı alıp masadan kalkarken, boşalan yere doğru şık giyimli bir kadın yaklaştı. Cevap vermek için hazırlanan genç kız zengin giyimli, şık kadını görünce uzaklaşan yaşlı kadına cevap vermekten vazgeçti. Yaşlı kadın geriye bakmaya çalışan küçük kızın başını eliyle engelledi.

**** **** **** **** **** **** **** **** **** ****

Bir süre sonra, genç kızın annesi parkta yanına geldi.

- Merhaba kızım, Zeynep teyzen nerde ?

- Kimse gelmedi anne. En son bir bayan geldi, yanıma oturdu. O da sadece dinlenmek için gelmiş biriymiş.

- Allah Allah !... giyindiklerini çok iyi tarif etmiştim, seni nasıl bulamadı anlamadım. Yanında küçük bir kız olacaktı.

Genç kız bir an durakladı.

-Küçük bir kız mı ?

- Evet

- Anne !. biz zengin, kültürlü insanlarız. Herhalde arkadaşın da zengin, kültürlü biridir, değil mi ?

- Kültürsüz değil ama zengin değil.

- Sakın bana köylü bir kadın olduğunu söyleme.

- Köyden gelen kadına ne denir ki !..

- Oh… iyi iyi, köylü kadınları karşılmaya beni gönderiyorsun.

- Kızım, o kadına bir borcumuz vardı. O zamanlarda borcumuzun karşılığı bir şey veremedik. " - Gün gelir, bir ihtiyacım olduğunda , ben kapınızı çalarım". Dedi ve işte bu gün kapımızı çaldı.

-Ne istiyormuş ?

- Torununu okutmamızı istiyor. Baban şimdi arabayla gelip hepimizi alacak, kayıt için okula götürecek.

- Anne , o köylü kadına ne borcun olabilir ki, anlayamadım ?

Annesi, kızının öfkeli ses tonuna dayanamadı;

- Kızım, sen bebekken biz köydeydik.

- Eee…

- Sana yıllar önce bahsetmiştim, köydeyken evimiz yandı, biz de inekleri,atları,tarlaları neyimiz varsa hepsini satıp köyden göçtük, demiştim.

-Evet, hatırladım.

- O yangınla ilgili bir ayrıntıyı, seni üzülebilir veya seni evde yalnız bıraktığımız için darılabilirsin korkusuyla anlatmamıştık.

- Herhalde şimdi anlatacaksın…

- Baban evde yoktu, ben de su doldurmaya köy pınarına gitmiştim. Lodos mu ne diyorsunuz, işte o rüzğar bazen ters esiyormuş, yukardan aşağı filan. Sen beşikte uyuyorken rüzğar bacadan içeri esince közler ocaklıktan tahtalara sıçramış, yangın başlamış. Pınar yerinden dumanları görüp koştuğumda alevler heryeri sarmıştı. Birazdan yıkılacak gibi görünen eve yine de girmek için atıldığım anda Zeynep teyzen kucağına seni almış olduğu halde dışarı fırladı. O sahneyi hiç unutamam; onun kucağından seni aldığımda o çığlıklar atıyordu…

- Niçin ?

- Seni kurtarırken, sağ tarafı yanmıştı. Gelince görürsün sağ yanağında ağır bir yanık izi var. Çok acı çekti çook. Dur ağlama, seni bu kadar üzeceğini bilmiyordum. Tamam kızım, bak makyajın akıyor, ağlama. Hah !.. baban da geldi. Fakat Zeynep teyzen hala bizi bulamadı…
ALINTI


Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme!
Çünkü Allah hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.” Lokman 18

Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, tevbe etmişseniz günahınız mutlaka affedilir."


Şüphe yok ki
Allah, onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. O, büyüklük
taslayanları hiç sevmez. Nahl 23


Selam ve dua ile

Allah'a
emanet olun.

14 Kasım 2009 Cumartesi

İSTANBUL'DAN İZMİR'E BİR KOLİ SEVGİ AKTI


İSTANBUL'dan Küçük cekmecenin kocaman yürekli canımdan
sevgi yüklü bir paket aldım bu gün o kadar yogun yorgun bir günümdeydimki bana fatma abla gel bir paket geldi dediklerinde ucarak indim 9 kat aşağıya
Benim canım vefalı sevgi dolu can arkadaşım zeynebime ve bana hediyeler göndermiş
Actım hemen iş arkadaşlarımın önünde helal olsun böyle art niyetsiz dostların var sen yalnız değilsin demeleri ayrı bir mutluluk oldu bana
Akşam iş çıkışı hemen 2 gündür görmediğim zeynebime koşyum uyuyodu tembel naptım ettim uyandırdım elleriyle ördüğü yeleği giydirdim hemen yetmedi benim için gönderdiği tunik ve eşarbıda taktım sizlerlede paylaşmak için hemen resimledim
canım benim bizim tembel hala uykuluydu öptüm kokladım ben dedim koşuyorum hemen eve resimleri yükleyip yayınlıycam
Gamzeninde gözleri doldu helede notta yazılanları okuyunca biz çok sevindik canım rabbimde seni sevindirsin o iki güzeller güzeli meleğini bağışlasın ömür boyu mutluluk peşini hiç bırakmasın
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİMMMM
CANIM DİYOKİ
Sevgili ablacım seni o kadar çok seviyorumki sanal dünyada değilde
Normal hayatta komşum olmanı çok isterdim
Bitanem bende seni çok seviyorum sizler zaten benim komşum değil ailemsiniz
sevgi ve dostluğu ifade edecek kelime yok bunun tarifi yok gercek olan sevgi oda yüreğimizde canım benim kimbilir birgün kapını çalıveririrm
Bu gercek olan sevgi sanal değil canım yüzünüde görmesem sesinide duymasam yazdıklarındaki samimiyeti doğallığı kalp gözüyle görüyor yürekten seviyorum canım benim
GAMZE,ALİ,DAMADIM selamlarını aldı en güzeliyle onlarda seni selamlar ellerinden öpüyolar ablası
Zeynebide senin yerine bol bol öptüm kokladım
Canım demişki
Kabul edersen manevi kızın olmaya adayım
Ne demek aldım kabul ettim bile ne mutlu bana
senin sevgin dostlugn evlat oluşun bende ebeden baki kalacak ömrüm yettiği kadar unutmuycam hiç bir zaman sevgiler bitanem Tekrar tekrar teşekkür ederim

ZEynebim yeleğini giydi diyer hediyelerini ve öpüp kokladığım sevgi yüklü satırlarını yanına koyduk dayısının zorla fenerli yaptığı minişim fenerli tulumun üstüne sarı kırmızı yeleğini giğince diyer elbiselerinide bakıp gülücük attı teşekkürler teyzesi
sevdaların daim olsun
seni seven senle kalsın
senin narına yansın
sen cansın canansın :))

canııımmm...yüreğin hep gülsün

12 Kasım 2009 Perşembe

KARDELEN VE HERCAİ


Yıllar evvel birbirini çok seven iki çiçek varmış.Bunlardan erkek olan ,sevgilisini o kadar çok seviyormuş ki ;baharda açtıklarında diger çiçeklerden onu kıskanıyormuş.Buna dayanamayan erkek çiçek baharda binlerce çiçegin içinde
açmak ve kalabalıgın içinde kaybolmak yerine kışın dondurucu sogugunda açarak canından çok sevdigi sevgilisini daha
fazla görmeyi hayal etmiş .Yine bahar gelmiş,bütün çiçekler topragı 7 renge boyamışlar.
Erkek çiçek kışın kurdugu hayallerini anlatmış.Dişi çiçek sevgilisinin fikirlerini çok begenmiş, bir daha ki sefere
hiçkimsenin açmaya cesaret edemedegi ,kışın dondurucu sogugunda açmak için sözleşmişler.
Bahar bitmiş ,yaz geçmiş,kış gelmiş.
Sevgilisine kavuşma hayali ile yerinde duramayan erkek çiçek ,karın bir yorgan gibi kapladıgı topragı delerek
yeryüzüne çıkmış.Bembeyaz karlar içinde o renkleriyle göz kamaştıran sevgilisini aramış...Ama bulamamış .
Ümidini yitiren erkek çiçek bir süre sonra üzüntüsünden boynunu egmiş ve sogugun şiddetine daha fazla dayanamamış ve hayatını kaybetmiş.İşte o günden sonra aşkı için kışın dondurucu soguguna bile aldırmadan karların içinde açan çiçege KARDELEN ve ona sadık kalmayıp aldatan sevgiliye HERCAİ adı verilmiş... siz siz olun verdıgınız sözü asla unutmayın

8 Kasım 2009 Pazar

DOST BİLDİKLERİM


Sanırdım gündüzdü onlarla gecem
İçimde ümitti dost bildiklerim
Ne zaman yıkılıp yere düştüysem
Bırakıp da gitti dost bildiklerim
Hepsi varken baharımda, yazımda:
Kışın bir burukluk kaldı ağzımda
Seneler senesi oysa gözümde
Cihana eşitti dost bildiklerim
Nerde o sözlere kandığım günler?
Her gülen yüzü dost sandığım günler
Acıdan kahrolup yandığım günler
Ta canıma yetti dost bildiklerim
Meydana çıkalı asil çehreler
Aydınlanmaz oldu artık geceler
Yalanlar tükendi, indi maskeler
Birer birer bitti dost bildiklerim
Korkar oldum bana *dostum* diyenden
Yoksa yok olandan, varsa yiyenden
Ne onlardan eser kaldı ne benden
Beni benden etti dost bildiklerim
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

7 Kasım 2009 Cumartesi

MİM


http://sadeceyemek.blogspot.com/ARKADAŞIM BENİ MİMLEMİŞ KONUSUDA
SİNİR KÜPÜ(en çok beni ne rahatsız eder)
Arkadaşım şimdi seni en çok ne mutlu ediyor deseydin belki de üçbey satırla bitirirdim çünki yaşadığımız zamanda o kadar bizi sinir küpü haline getiren olaylar yaşıyoruzki say say bitmez.
Efendim konuya vakıf olup gereğini yapalım başlayalım saymaya.
1-Sabahları biri gelip beni uyandırırsa o gün çok sinirli oluyorum.
2-Özel eşyalarımın izinsiz kulanılması beni sinir eder(özelikle yastığım)
3-Tam çamaşırları asmışım üst kattakinin silkelenmesi sinir eder.
4-Kişiler iki kere düşünüp konuşmalı aklına geleni söyleyip sonrada özür dileyene
5-İki yüzlü olan samimi olmayanlara yağ çeken yalaka olanlara sinir olurum.
6-Tarakta bırakılan saçlara sinir olurum.
7-Diş macununun ortasından sıkılmasına
8-Belediye otobüsünde arkaya yürümeyip ortada kalanlara
9-Helede beklemek beni çok sinir eder
10-EN ÖNEMLİSİDE
YAPMAYACAĞI ŞEYİ SÖYLEMEMEK
Ey iman edenler yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz Allah Katında bir gazab (konusu olması) bakımından (büyük bir suç teşkil etti). (Saff Suresi 2-3)
Yapmayacakları şeyleri söylemeleri Kuran ahlakını yaşamayan bu üstün ahlaktan habersiz olan insanların ortak karakter özelliklerindendir.
Bu kimseler kendilerini olduklarından üstün ve önemli göstermek ilgi çekmek gibi boş amaçlarla yapmayacakları şeyleri söyler altından kalkamayacakları işlerden bahsederler.
Geçici çıkar ve menfaatler elde etmek için aslında yapmaya hiç niyetlerinin olmadığı vaatlerde bulunurlar.
Bu samimiyetsiz davranış toplum içinde fazla yadırganmayan ve önemsenmeyen alışılmış bir tutumdur.
Oysaki insanların yapmayacakları halde çeşitli konularda vaatlerde bulunmaları Allah Katında sevilmeyen ve suç olarak nitelendirilen bir davranış bozukluğudur.
Bu davranış yalancılık ikiyüzlülük ve samimiyetsizlik gibi Kuran ahlakına uygun olmayan birçok kötü özelliği de içinde barındırmaktadır.
Kuran'da bildirilen güzel ahlakı en mükemmel şekilde yaşamayı kendilerine ilke edinen müminler
Allah Katında beğenilmeyen bu tavırdan titizlikle kaçınırlar
Canım benden bu kadardaha fazla yazıpta iyice sinir küpü olmayalım demi.
Yinede her ne olursa olsun illaki sağlık olsun hayatımızdaki bu küçük ayrıntılara takılıp kendimizi sinir küpü etmek ançak bize dert sağlar hiç faydası olmuyo bardağın dolu tarafından bakıp bizi mutsuz eden tarafını göz yummak lazım elden geldiği kadar
hepinize sağlıklı mutlu sakin neşe dolu yaşamlar temenni ediyorum

6 Kasım 2009 Cuma

ÇİĞ KÖFTE


Efendim bir AYDIN lının elinden çiğ köfte nasıl olur demeğin AYDINLI'yız İZMİR'i vatan secdik ama bizimde her yöreden dostlarımız var ama değilmi istersen oluyo valla çok güzelde oldu şöyle bir koça tabak dolusu resimleyemedim bile sizede bu kadarı düştü ustalarından beni mazur görmelerini istirham ediyorum nede olsa AYDIN'LIYIZZ hatamız varsa affola

Hemem hemen kimsenin hayir diyemiyecegi gercekten cok guzel bir tadtir Çiğ Köfte , her ne kadar
bizim yörenin olmasada sonradan öğrensekde bende yaparım anacım Fatma bu yaparmı yapar.
Eger sizde yapmayi bilmiyor ama Çiğ Köfteye bayiliyorsaniz iste size Çiğ Köfte malzemeleri ve Çiğ Köfte yapilisi Fatma usulu
Malzemeler:
1/2 kg özel çekilmiş dana kıyma (yağsız, sinirsiz olacak
1 kg köftelik bulgur
2 orta boy kuru soğan,birkaç diş sarmısak
Biber salçası
Domates salçası
2 limon suyu
nar ekşisi
İnce doğranmış maydanoz
4 adet domates (kaynar suda az haşlanacak bütün olarak)
Kimyon,isot.tuz ve 7 çeşit baharat (baharatcılarda hazır bulunuyo)

Çiğ Köftemizin Yapilisi:
Geniş bir tepsiye ayıklanmış bulgur alınır. Salçalar, rendelenmiş kuru soğan sarmısak ve haşlanmış domatesler
limon suyu nar ekşisi eklenip iyice karışana kadar ovulur.
Kıyma ilave edilir ve eze eze yoğurulur.
Baharatlar da eklenip yoğrulmaya devam edilir. Ara sıra nar ekşisi ve limon suyu azar azar ilave edilir. (limon suyu acının etkisini ve kimyonun kokusunu hafifletiyo)
Bulgur iyice yumuşayana kadar yoğrulur. İnce kıyılmış yeşillikler ilave edilip yoğrulmaya devam edilir.
Daha sonra köfte şekli verilip marul ve lavaş ekmek ile servis yapılır. Afiyet olsun
anacım benden bu kadar

5 Kasım 2009 Perşembe

Fecr vakti



Ölüm uykusunda gafiller
Yatağından doğruldu
Allah'ın zikriyle:
"Bismillah"
"Ölümümüzden sonra bizi yeniden dirilten Allah'a hamd olsun"
Buz kesmişti evin içi
Hırkasını sırtına atıp ağır adımlarla yolunu tuttu lavabonun
Suyla her temasında yavaş yavaş siliniyordu uykunun izleri
Havluyu omuzuna atıp salona doğru yürürken, belli belirsiz düşünceler canlanıyordu kafasının içinde
Pencereden havanın rengine şöyle bir göz atıp eski halı seccadesini yere serdi
Ve işte ilk buluşma anı
Salatu's-Sunneh...
Felak ve Nas ile Rabb'ine sığınırken, kelimelerin anlamları sırayla belirginleşiyordu zihninde
"Sığınırım karanlıktan yarılıp çıkan sabahın Rabb'ine, tüm yarattıklarının şerrinden..."
İki kısa rekat selam ile son bulurken
Uyku çoktan terk etmişti gözlerini
Hava alacakaranlığa dönerken tatlı bir korku duydu içinde
"Güneş doğmadan önce semaya açılmalı ellerim"
Bir tekbir daha aldı
"İnna enzelnahu fi leyleti'l-Kadr..."
"Şüphesiz biz, onu Kadir gecesinde indirdik..."
Her ayetle birlikte, türlü düşünceler canlanıyordu kafasında
O mubarek gecede indirilenin kadrini bilmiş miydi insanlık?
"Boşver insanlığı, sen bildin mi önce onu söyle" diye geçirdi içinden
Ardından ihlas'la bitirdi ilk rekatı
"...Lem yelid ve lem yuled ve lem yekun lehu kufuven ehad"
İkinci rekat daha da sarsıcıydı onun için
"Eraeytellezi yukezzibu bi'd-Din..."
"O dini yalanlayanı gördünmü?..."
Cipten V.İ.P'e, Versace'dan Nice'e türlü şeyler geldi aklına
Sonra yine kendi nefsine döndürdü bakışlarını
"Ne yaptın ihtiyaçtan arta kalanı, paylaştın mı son kuruşuna kadar?"
Ve 'İnna a'tayna' ile bitirirken tek bir düşüncesi vardı artık
Rabb'ine kurban olarak sunmalıydı kendisini
Selam, tesbih ve dua...
Hamd ile bitirirken yakarışını
Teslimiyet ve tevekkül içerisinde arka arkaya tekrar etti üç kez:
"Hasbunallahi ve ni'mel vekil"
Ve üçüncüsünde ekledi:
"Ve ni'men-Nasir"
"Allah bize yeter, O ne güzel vekil ve ne güzel yardımcıdır"
İnsan bu ya "Gidip yatsam mı acaba?" diye düşünürken
Gözü sehpanın üzerindeki kitaplara ilişti birden
İki tercih arasında bir beşer
"Hangisi sana daha sevimli ey nefsim?"
Saniyeler akıp giderken, şeytanı mağlup etmeye karar verdi
Tekli koltuğa oturup sehpayı kendine doğru çekti
Önce Kur'an okudu bir miktar
Ağır ağır, düşüne düşüne
Fazla değil; 40-50 ayet kadar
Her bir yaprağını çevirirken aynı şeyi düşünüyordu hep:
"Sen neresindesin bunun?"
"Sadakallahu'l-Azim" derken acımasızca hırpalıyordu nefsini
"Sözünle olduğu kadar özünle de doğrula"
"Hayatınla tasdik et!"
Bitmemişti henüz
Buhari'nin Sahih'i ile devam etti okumaya
Beş hadis
Orijinal metni ve anlamıyla
Şöyle diyordu sonuncusu:
"Fe inne'l-Hayae mine'l-İman"
"Şüphesiz haya imandandır"
Almıştı alacağını
"Sadaka Rasulullah (s.a.v)" diyerek kitabın kapağını kapattı
Çayın altını yakmaya giderken
Aklında bir tek soru vardı:
"Bugün ne yapabilirim?"

Handan Ayyıldız

3 Kasım 2009 Salı

DİKKAT


ÖNEMLİ BİR UYARI,bu yazı bana mail le geldi ne kadar doğru bilemeyiz ama aklımızda bulunsun tedbirin zararı yok değilmi

Bu bilgiyi Olabildiğince iletmeye çalışın.

Bir benzin istasyonunda arabasina benzin doldurmakta olan
bir bayanin yanina gelen birisi boyaci oldugunu söyleyerek,
hizmet amaciyla kibarca kartini sunuyor.
Karti aldiktan sonra arabasina biniyor bayan.
Adam da, baskasinin kullandigi bir arabaya giriyor.
Bayan, istasyondan çikmaya hazirlanirken, arkadaki arabanin da
ayni anda istasyondan çiktigini ve kendisini takip ettigini farkediyor.
Tam aninda da bir basdönmesi ve zor nefes almakta oldugunu hissediyor bayan.

Cami açmak isterken, adamin verdigi karti alan elinden tuhaf bir koku aliyor
Arkadakilerin de nerdeyse kendi arabasina yapisircasina yaklastiklarini
görüyör. Kaybedecek zaman olmadigini düsünerek basiyor gaza, o hizla
giderken ilk gelen park yerine daliveriyor.
Sert bir frenle durduruyor arabayi, ayni anda da kisa aralarla bastigi
klaksonla imdat isareti verircesine durmadan velvele saçiyor ortaliga.
Baskalarinin da bulundugu park yerine gelen ikinci araba
var hiziyla çikis yönünü alarak uzaklasip gidiyor.
Adamlardan böylece kurtulan bayan, uzun bir süre sonra
kendine gelebiliyor ve normal nefes almaya basliyor ancak.
Bayani böyle çok ciddi bir duruma sokan bir maddenin karta sürülmüs oldugu anlasiliyor.

Adi, BURUNDANGA oln bu uyusturucu madde, bir kisinin
üstündekileri çalmak veya baska kötülükler yapmak için kullaniliyor.
Basit bir kart üzerine kolayca sürülebilen bu uyusturucu, cinsel taciz
amaçli kullanilan uyusturucuya nazaran dört defa daha tehlikleli.
Yolda, disarda tanimadiginiz birisinden ve hele yalnizken
asla böyle bir kart almayin sakin.
Ikametgâhlara kadar gelerek hizmet sunanlarin da kullandiigi bir yöntem bu.
Uyanik olun .
Yeni teknolojinin yararli hizmetlerini kullanarak, bu bilgileri çok genis
bir dagitimla çevrenize duyurabilme çabaniz için tesekkürler.

1 Kasım 2009 Pazar

GRİB


Bu aralar adamın ayagı takılıp düşüp ölse domuz gribi diyecekler.
Aşılar ellerinde kalacak diyemi korkuyolar yoksa dağdan inenlerin alkışş seslerinimi kesmek istiyolar bilemiyorum.
Yoksa birilerinin cebini doldurmayamı çalışıyolar?
iki günde bir domuz gribinden ölen oldu haberleri yayılıyor yakından görüb izledik manisaya kadar geldi diyede endişelendik çocukcağız solunum yetmezliğinden ölmüş zaten hastaymış yeşil kartını yenilemek için gelmiş ama takdiri ilahi mekanı cennet olsun.
Gecin domuz gribini her dönem yeni bişey çıkıyor bir zaman DELİ DANA,KENE CIKTI,KUŞ GRİBİ DEDİLER canlı canlı tavukları yaktılar ama domuz çiftlikleri yerinde kaldı vardı şimdide domuz gribi çıktı bence bazılarının cebi iyice dolacak medyayı meşkul edecekler dagdan indirdikleri alkışlarla karşıladıklarınıda unuturmayamı çalışıyolar valla çok saçmalıyoda diyebilirsiniz amaaa
BİLDİĞİM TEK ŞEY BÖYLE BİR HASTALIK YOK,BANA GÖRE BUNUN ADI SOĞUK ALĞINLI. GRİP VEYA NEZLE. BENİM PAŞA GİBİ SACI YIKAYIP JÖLEYİDE SÜRÜP AZ SOĞUKTA KALIP KAFAYI ÜŞÜTEN NEZLE. BÜTÜN BEDENİN AŞIRI SOĞUĞA MARUZ KALARAK ATEŞ BULANTI HALSİZLİK,GİBİ HASTALIĞIN TÜM BEDENİ SARMASI GRİPTİR.BEN MERCAN KÖŞK LİMON VE NANEYİ KAYNATIRIM BİR GÜZEL ONU İÇİRİRİM SONRADA BÜTÜN VÜCUDUNU BİR GÜZEL VİKİSLE OVALARIM BİRDE AGRI KESİCİ VERİP YATIRIRIM TERLETİRİM BİR ŞEYCİĞİ KALMAZ ANACIM. HASTA OLMAK İSTEMEYEN!AÇ KARINA YOLA ÇIKMASIN,SEBZELERİ KESİNLİKLE ÇİĞ DEYİL PİŞMİŞ YİYİN.TEMİZLİĞE DİKKAT ETMEK LAZIM EN BAŞTA. SABAH KALKINCA ŞEKERLİ SÜT İÇİNE EKMEK DOĞRAYIP YİYİN. ASİTLİ MEYVELERDEN İÇECEKLERDEN UZAK DURUN.TOK KARINA ILIK SU İÇİNE 4/1 LİMON SIKIP BİRAZ ŞEKER BUNU İÇİN, ÜZERİNE BİR BARDAKTA SADE SICAK SU İÇİN HAFTADA 3 KEZ. İÇİN.
SONBAHARDA DÜZENLİ OLARAK GÜNDE 3 BARDAK KUŞBURNU İÇİN
Grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı bol bol A ve C vitamini tüketilmesi vucudu güçlendirir Turunçgiller, havuç, brokoli, kabak, brüksel lahanası, yeşilbiber, karnabahar, mandalina, maydanoz, roka ve tere gibi sebzeler, vitaminler açısından zengin besinlerdir bildiğim Burada önemli olan, meyvelerin sıkıldıktan hemen sonra içilmesidir. hadimi aşmak istemem ama benim biliğim budur siz yapın anacım.
SONRA DOMUZLAR ÇİFTİĞİNE, AŞILAR GELDİĞİ YERE DÖNSÜN.HERKESEDE GEÇMİŞOLSUN.