13 Ekim 2011 Perşembe

GERCEKTEN HİÇ ZAMANIMIZ YOKMU??????


* Hayır hasenat yapamıyorum, Akraba ziyaretine gidemiyorum... Diyorsun. * Hiç vaktim yok diyorsun!

* Bir sayfa Kur'an bile okuyamıyorum, zamanı ibadetle, hayırlı işlerle geçiremiyorum, Kimseyi arayıp soramıyorum, diyorsun;

* Oysa ne çok şey sığdırıyorsun,

* Şu daracık gördüğün zamanın içerisine.

* Televizyon dizilerinden tut da, çay sohbetlerine, günlük eğlencelere,

* Zamansız uykulara, gereksiz - beyhude gezintilere kadar her şeyi sokuyorsun hayatının içersine.

* Zamanı kendi avuçlarınla küçültüyorsun sen, kendi ellerinle savurup atıyorsun,

* Akıp giden rüzgarın kanatlarına, Güneş doğup batıyor gökyüzünde,

* Mevsimler gelip geçiyor, yerküre inliyor, sarsılıyor,

* Toprak bire bin vermiyor, aksine alıyor artık...

* Hiç vaktim yok diyorsun!

* Karıncalar minik buğday taneleri taşıyorlar yuvalarına,

* Arılar son çiçekleri bile taradılar,

Böcekler minik bir tohumun peşinde koşuyor günlerdir

* Çiçekler meyveye durdu

* Komşunun minik oğlu büyüdü

* Karşı apartmandaki yaşlı teyze öldü

* Koca çınar bile büktü dallarını

* Zehra'nın hafızlığı yarıda kaldı, Kur'an kurslarının kapısına kilit vuruldu.

* Kaç mevsim geçti, kaç yıl , kaç gün..!

* Yoksa sen hâlâ uyuyor musun? Saçlarına aklar düştü, dişlerin döküldü, göz bebeklerin soldu, Yüzünde derin çizikler oluştu da, sen hâlâ uyuyor musun ?!

* Hiç vaktim yok diyorsun!

* Her şey yerli yerinde şu kainatta

* Düzenli bir ev gibi sanki

* Canlılar zamanı yerli yerinde tüketiyorlar,

* İsraf yok, yalan yok, yıkım yok, ümitsizlik yok,

* Vaktim yok yapamıyorum da demiyorlar,

* Yalnız sensin zamanı sorumsuzca israf eden, avuç, avuç savuran,

* "Hırsızların en zararlıları zamanınızı çalanlardır. Hırsızın çaldığı eşyayı telafi etmek mümkün ama zamanı çalanların çaldığını telafi etmek mümkün değildir" der, Goethe.

* Oysa sen zamanı gönüllü veriyorsun hırsızın eline, gönüllü savuruyorsun mazinin tozlu sayfalarına,

* Zaman senin için kültürel modern anlayışlarda olduğu gibi salt iş hayatı, sınırsız, sorumsuz ve bencil bir tüketim hastalığı ve türlü eğlencelerin, şuursuz ve hayasızca yapıldığı bir güzergah olmamalı öyle değil mi?

* Hiç vaktim yok diyorsun!

* Eğer öyleyse çok yazık!

* Çünkü hayatı bu şekilde algılayanlar için zamanın başlangıcı da, sonu da aynıdır.

* Yaşam ile ölüm arasındaki o muhteşem sermayeyi bir cesede insafsızca taşıtmak,

* Yaşlanınca da kırık bir vazo gibi sonunu hiç bilmeden ölümü beklemek.

* Gonk çalar, zamanın asıl şimdi kalmamıştır artık!

* Hiç vaktim yok diyorsun!

Hayatı, emeği, birikimi, sevgiyi, düşünceyi, gençliği ve sağlığı tüketmek!

* Zaman, sadece yakalamaca oynayan yelkovan ve akrebin oyunu mu sence!

* Ya da güneşin sabah doğup, akşam batması mı,

* Dünyanın hiçbir amaç için şuursuzca döndüğü mü?

* Yeme, içme, çalışma ve uyumayı mı tayin eder sadece, zaman.?!

* Ya da gecenin karanlığında beliren bir yıldızı mı!

* Ne kadar varsın sen bu hayatın içinde ?!

* Oysa Müslüman olduğunu iddia eden sen! Zamanın bir hazine olduğunu bilmelisin.

* Zamanı değerlendirmek ona bir anlam katmak için rızk arama, dinlenme, akraba arkadaş ziyareti, hayır işleriyle uğraşmak gibi mefullerin yanında ibadet etmek, ilim öğrenmek ve her yeni günü hayırlı işlerle geçirmek olmalı hedefin.

* İnsanlık tarihine medeniyet yazdıran, nesiller boyu hayatlarıyla, eserleriyle, insanlığa bıraktıkları misyonlarıyla tanınan alim, mütefekkir, yazar, bilim adamı, komutan ve liderler bu başarıya zaman kuşunu avuçlarında tutarak, programlı, prensipli ve intizamlı bir hayat tarzıyla ulaşmışlardır.

* Müslüman için zaman ebediyete geçiş, mekanında Allah'ın rızasını kazanabilmek için geçen süreç.

* Bir yarıştasın aslında. Hayır ve kemal bulma yarışındasın, sonsuzluğa açılan zaman tünelinde gerçekte de yalnız bir yolcusun;

* Ve... Sen hâlâ:Hiç vaktim yok diyorsun..!

Kaynak zahidna blogcu com

1 yorum:

Recep Altun dedi ki...

Merhabalar,

Aslında herkesin zaman ayıramadığı bazı işleri için, öyle ya da böyle zamanı vardır. Planlı ve proğramlı yaşamasını bilirsek bunu becerebilirsek, herşey için zamanımız olabilir. Ama tembel ve miskin insanlar için, olmayan zamanın içinde zamanları yoktur!

Zamanı yaratmak ve paylaştırmak elimizde. Nefsimize ağır gelen şeyler için zamanımız olmaz!

Zaman hem usta bir hırsız, hem de yaralarımızı iyileştirmeye çok iyi bir merhemdir. Tabi onu kullanmasını bilene...

Güzel bir konu ve güzel bir paylaşımdı, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.

Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

Hayırlı cumalar.