29 Mayıs 2010 Cumartesi
sağlıklı günleriniz olsun
Üzerinize almış olduğunuz tüm sorumluluklarınızda başarılar dilerim. Hepimiz içi...n umutlu, mutlu ve huzurlu bir gün olsun inşallah. İyi Haftasonları dostlarım... En iyiye, en güzele ve en güvenilene emanetsiniz...
BU GÜNDE SİZE ERİKLERLE GELDİM
Uzmanlar Eriğin karaciğer, kalp, böbrek ve romatizmaL hastalıkları ile sindirim rahatsızlığı çeken ve tuzsuz diyet uygulayan kişilerce tüketilmesini öneriliyor. Ayrıca eriğin regl düzenleyici, idrar söktürücü ve terletici özellikleri de bulunmaktadır.
Diyet uygulayanların rahatlıkla tüketebilecekleri bir meyve ancak eriği tuzlamadan yemek şartıyla.
AYDIN erikleri bunlar yin gariiii
28 Mayıs 2010 Cuma
1913
Yaz günleri için hafif kolay bir tatlı malzemelerin ölçüsünden almış adını 1913 açılımı
1 kg .süt
9 kaşık irmik
13 kaşık şeker
hepsi bu kadar bir tencereye hepsini koyup kısık ateşte koyulaşana kadar kaynatıyoruz
isterseniz borcama döküp arasına bisküi ceviz fındık da konulabilir ben mulfin kalıplarına döktüm üzerine hindistan cevizi serptim üzerine isterseniz jölede yapabilirsiniz ben vişne reçeli koydum renklensin diye
afiyet olsun canlar
24 Mayıs 2010 Pazartesi
"Gel, bir kahve iç! Sonra gidersin..."
Çay sefkattir, dostluktur, güvendir. Kahve ise sevgidir, iliskidir,
heyecandir... Çay ne kadar disa dönük ise, kahve de gitgide o kadar
içe dönük bir keyif içecegidir.
Kahve kokudur... Önce koku. Kahveyi dilden damaktan önce burun
sever.Kimileri "kokulu" çayi çaydan saymaz. Oysa kokusuz kahve
kahveden sayilmaz.
Hayatin ilk bakista siradan gibi gözüken ama güzel sürprizlere açik
çagrilari vardir. Kimi zaman insan sesine bürünür bu çagrilar:
Bunlardan biri "Hadi, söyle bir çay içelim"dir.
Öteki ise daha
, daha derindendir: "Gel, bir kahve iç! Sonra gidersin..."
Nasil ince belli çay bardaklarini avuçlarimizla kavramak sadece
bedenimizi degil, üsümüs ruhlarimizi da isitirsa...
Degil kahve
içmek; kahve içmeyi istemek bile bizi hem kendimizle hem de hayatla
bir an için bile olsa baristirir.
Haa, bir de 'ben çay içmem!', 'ben kahve sevmem..' diyenler var...
Onlarin aslinda neyi sevmedikleri ve hayatin hangi tadlarini
iskaladiklarini gördünüz herhalde
EVETTT ŞİMDİ SORMAK LAZIM..
Çay mı içersiniz,
kahvemi?
Hayat nasıl geçsin istersiniz...orta şekerli mi sade mi?
Yoksa siz kahveyi, çayı bahane edip
"Gönül ne kahve ister ne kahvehane, Gönül bir dost ister kahve bahane"
Diyerek dost olduktan sonra şekeri unutanlardan mısınız?ben şekeri unuttum çoktannnnn ya sizzzz???
Karnıyarık
Karnıyarık patlıcan severler için vazgeçilmezdir, davet sofraları içinde son derece şık bir yemek.Yanında pilav ve cacıkla nefis oluyor..
HEMEN HEMEN HERKES BİLİR BİRDE FATMANIN TARİFİ OLSUNMU?
•5 Adet patlıcan
•3 Çorba kaşığı tuz (suda bekletmek için)
•1 Su bardağı sıvıyağ veya zeytinyağı
•2 Orta boy soğan
•200 Gr kıyma
•4 Adet orta boy domates (biri süslemek için)
•Yarım bağ maydonoz
•1 Su bardağı et suyu veya su
•1 Çorba kaışığı domates salçası
•1 Çorba kaşığı biber salçası
•4 Diş sarmısak
Bir tavada yağı kızdırın. Patlıcanları tavaya koyup her iki yanını da altın sarısı bir renk alıp, patlıcanlar iyice yumuşayıncaya kadar kızartın. Kızarmış patlıcanları tavadan alıp, kağıt peçete yada mutfak havlusu üzerine çıkarın, fazla yağlarını süzdürün.
Harcını hazırlamak için, yağı bir tencerede kızdırın, soğanları ve 2 diş sarmısağı ilave edin ve soğanlar yumuşayıncaya kadar birkaç dakika sote edin. Kıymayı ekleyin, kıyma suyunu bırakıp çekinceye kadar sık sık karıştırarak pişirin.
Domatesi katın ve domates suyunu bırakıp çekinceye kadar pişirin. Tencereyi ateşten alın. Kıyılmış maydonoz, tuz ve biberi ilave edip karıştırın.
Kızarmış patlıcanları bir tepsiye dizin. Patlıcanların ortasındaki yarıklara hazırladığınız harcı doldurun. Üzerini domates ve isterseniz biberle süsleyin. Bir kapta salçayı sıcak su (et suyu)ile içine 2 diş sarmısağı dilimleyim ekleyin ve tepsiye dökün.
Tepsiyi fırına sürüp, yaklaşık 20-25 dakika pişirin
Üzerine pişme suyunu gezdirip sıcak olarak servis yapın.
23 Mayıs 2010 Pazar
Sena ceğizden hediye
Sevgili Senaceğiz arkadaşım kendi yaptığı elemeği göz nuru resimde gördüğünüz yastık kılıflarını 111. izleyicisinin şerefine yapacağı çekilişle hediye etmek isityormuş....
Ben pek geç kaldım belkide ama bu gün davet aldım kimbilir banada cıkabilir diye düşünüyorum GECTE OLSA yinede şansımı denemek istiyorum...
Katılmak isteyenler burdan buyursun....(http://pikolar.blogspot.com/ )
22 Mayıs 2010 Cumartesi
YALANCI TAVUK GÖGSÜ
Malzemeler;
8,5 su bardagi sut
1,5 su bardagi un
150 gr tereyagi
3corba kasigi sivi yag
3 corba kasigi nisasta veya pirinç unu
2 su bardagi seker
1 paket vanilya
2 parca damla sakizi
Uzerine tarcin
Arzuya gore ceviz ici
Tereyagi,siviyag tencereye konur,un ve nisasta ilave edilir 4-5 dakika kısık ateşte kavrulur.Kavrulan un sogutulur ve sut,seker,vanilya ilave edilir cirparak kisilmis ateste kaynayip koyulasana kadar pisirilir.
Ocaktan alinan muhallebiye parcalanan damla sakiz ilave edilir 10-15 dakika daha mikserle cirpilir
muhallebinin kivami koyulasip da sakiz gibi olunca islatilmis ve fazla suyu suzulmus firin tepsisine ceviz serpilir ve uzerine muhallebi dokulur soguyunca uzerine tarcin serpilir ve buzdolabinda bekletilir.Dilimlenip servis yapilir
.ben fırında kulandıgımız yaglı kağıdı şekilli kestim muhallebinin üzerine yayıp çay süzgüsüyle tarcını eledim böyle bir görüntü çıktı
hafif ve yapımı kolay bir tatlı deneğin derim
afiyet olsun
13 Mayıs 2010 Perşembe
s.a
NarTube - Watch Video
(tıklayın dinlemek isterseniz )
HEPİNİZE HAYIRLI CUMALAR BU GECE VE BİR ÖMÜR BOYU KALBİNİZDEN GEÇEN BÜTÜN GÜZELLİKLER GERÇEKLEŞSİN YÜZÜNÜZDEN GÜLÜCÜKLER KALBİNİZDEN NEŞE MUTLULUK HUZUR EN ÖNEMLİSİ BEDENİNİZDEN SAĞLIK EKSİK OLMASIN RABBİM SEVDİKLERİNİZİN SEVENLERİNİZİN ACISINI GÖSTERMESİN
8 Mayıs 2010 Cumartesi
ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...
ANNENİN GÖZ YAŞALARI
Orta yaşlı kadın, evin içinde telaşlı bir haldeydi. Eşyaların yerini değiştiriyor, örtüleri düzeltiyor, arada bir mutfağa gidip pişmekte olan yemeğe bakıyor, tekrar salona dönüyordu. Sokaktan gelen her seste pencereye koşuyor, her duyduğu kapı zilinde de, başkasının zili olduğunu anlayıp üzülüyordu.
Başka şehirde iş bulan oğlu, hem uzak yerde olduğundan hem de izin alamadığından 2 aydır gelememişti. Orta yaşlı kadın, büyük bir özlemle oğlunun gelmesini ümit ediyor, kulağı zil sesinde, ayak sesinde telaşla bekliyordu. Her anneler gününde, çocuğunun “Anneciğim, anneler günün kutlu olsun” diyerek, boynuna sarılmasına öyle alışmıştı ki, sanki oğlu kapıdan giriverecek ve koşup boynuna sarılacaktı, sonra da onun için hazırladığı tatlılardan yiyecekti. Oysa oğlu geleceğini söylememişti ki. Kadın, boynu bükük düşündü, “-Ya gelmezse, ya izin alamadıysa. ” İçini özlem dolu bir alevin yalayıp geçtiğini hissetti.
Kadın sabahtan hazırlığa başlamıştı. . Telaşlı halini gören eşi, sorup durmuştu; ” Bu telaşın niye?” diye. Ama cevabını bir türlü alamamıştı. Sonunda da kadın; “-Bu gün evde işim çok, sen git-gez biraz” diye ısrar ederek, eşini rica-minnet dışarı çıkarmıştı. “Ya, telaşımın nedenini anlarsa, ya saatlerce beklediğim halde oğlum gelmezse” diye düşünmüştü. “Gelmezse” düşüncesiyle bir daha yüreği titremişti.
Saatler geçip gidiyordu, öğlen olmak üzereydi; “-Gelemiyorsan, bir telefon et bari, ‘anneciğim’ de. . ” İçinde sıkıntı artmaya başlamıştı; “-Anneler gününü kutlamak için bir telefon bile etmeyecek mi acaba? Ben böyle bekliyorum ama o belki hatırlamadı bile. ‘Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur’ sözü anneler için de geçerli olur mu hiç. Olamaz canım, bir telefon eder en azından. Hoş telefon yetmez, özledim yavrumu, kara gözlerini, yaramaz gülüşünü. Hıh. . yaramaz, dediğimi duysa yine darılır, ‘Beni çocuk gibi sevme’ der. Sanki nasıl seveceksem…”
Çocuğunu düşündükçe, onunla konuştuğunu düşündükçe yüzü gülüyor, farkında olmadan bir anda neşeleniyordu. Sonra duvardaki saate gözü takılıyor, yeniden durgunlaşıyordu. “-Gelmeyecek, telefon bari etse. . ” diye düşündü istemeye istemeye. “-Sesini bari duymuş olurum”. Tam böyle düşünürken, cep telefonunun sesiyle irkildi, omuzlarında bir yorgunluk, bakışlarında bir burukluk telefona uzandı. , ekranına baktı, arayan oğluydu.
Sevinmeli miydi? sevinemedi. …acaba …acaba gelemeyeceğini söylemek için mi aramıştı. Telefonda kutlayıp geçecek miydi anneler gününü, sarılamayacak mıydı yavrusuna?
Açtı telefonu;
-Alo. .
-Alo, nasılsın anneciğim?
-Sağol yavrum, sen nasılsın?
-İyiyim anneciğim.
-Ne yapıyorsun, işler nasıl?
-Biraz zor oldu ama alıştım, hem bu şehre, hem de işe alıştım.
-Öyle mi yavrucuğum.
Söylemiyordu işte ne telefonda kutluyordu, ne de gelmiyeceğini söylüyordu. Sonunda dayanamayıp sordu;
-İzin aldın mı yavrum?
-Evet anneciğim, izin aldım. Sen nerden bildin.
-Nerden mi, anneler günü için izin almadın mı?
-Ha, anneler günü doğru ya. Anneler günün kutlu olsun anneciğim.
-Sen sen. . bunun için izin almadın mı?
-Ah anneciğim, çok sevdiğim, benim için çok önemli bir bayanı görmeye gideceğimi söyledim. Şefim de izin verdi. Şimdi onun yanına gidiyorum.
Orta yaşlı kadın durakladı, sesine hakim olmaya çalıştı.
-Öyle mi, nasıl biriymiş bu?
-Anneciğim, emin ol bana, senin daha önce yaptığın yemeklerden daha lezzetlisini, daha önce yaptığın tatlılardan daha tatlısını yapmıştır, beni bekliyor şimdi.
-Ben… şey… tamam yavrucuğum. Şey, umarım o da seni seviyordur.
-Sevdiğine eminim anne, zaten bu ilk iznimi sırf onu görmek için aldım. Babam nerde anne?
-Dışardaydı yavrum. Hah. . kapı çalıyor, sanırım baban geldi.
-Tamam anne selam söyle, ben de mis gibi kokuların geldiği, dünya da en çok değer verdiğim bir dünya güzelinin kapısındayım.
-Tamam yavrum, söylerim. Sonra yine ara yavrum. Allah’a emanet ol.
Telefonu kapattı. Oysa ne kadar özlemişti oğlunu, ne kadar görmek istiyordu. Kapıya eli uzanırken, gözünden süzülen yaşlara engel olamıyordu.
Kapıyı açtığında, boynuna atılan oğlunun “-Canım anneciğim, anneler günün kutlu olsun!” diye bağırması sanki bir rüya sahnesiymiş gibi geldi. Oğlu; “-Anneciğim, seni sevindirecek bir sürpriz yapayım dedim, lütfen ağlama” dese de, annesi sevinçten hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
alıntı
7 Mayıs 2010 Cuma
ÇİVCİV
Bu günde minik civcivlerle geldim çocuklara oldugu kadar büyükler içinde hoş bir görüntü patetes püresinden civciv nasılmı yapmışım?
malzemeleri göz karaıyla hazırladım ölcü vermiyorum.
haşlanmış pateteslerin sıcakken içine tereyağ koydum sıcaklığıyla eriyor tuz ,karabiber,birazda limon suyu sıktım iyice ezip yoğurdum .
cevizden biraz büyük toplar hazırlayıp hafifce oval hale getirdim
sonra küçük bir top daha yapıp onuda kafa olarak üzerine yapıştırdım kuş üzümünden gözler havuçtan kanat ve gaga yaptım maydonoz serpiştirdiğim tabakta yerlerini aldılar çok hoş bir görüntü oluyor
6 Mayıs 2010 Perşembe
SARMAŞIK
FAYDALARI:
Saramşık, kolestrol ve üreyi düşürür. Vücüttaki ödemi atar.,
Her yerde bilinmeyen doğada yetişen ömrüde az olan bir bitki bu aylarda oluyor ben haftada 2 sefer yaparım bazı yerlerde acı otta denir harika bir tat bana göre bilenler bilir
MALZEMELER:
- 2 demet sarmaşık otu
- 1 tane küçük doğranmış kuru soğan
-2 tane pırasa
- 2 tane yumurta
-Sıvıyağ/Zeytinyağı
- Tuz
YAPILIŞI:
1. Taze yerine ulaşılıncaya kadar 2-3 santimlik parçalar halinde elle kırılarak temizlenen sarmaşıkları ince ince doğrayın. İşe yarayan kısmı tepeden 10-15 santimi geçmez.
2. Soğanları ve pırasaları ince doğrayıp hafifçe kavurduktan sonra üzerine sarmaşıkları ilave edin. İkisini bir süre daha kavurduktan sonra üzerine yumurta kırıp karıştırın. Yumurtalar pişince sarmaşık kavurma hazırdır.
3. yemeğin tuzunu piştikten sonra koyuyoruz; pişerken kapak kapatmıyoruz çünkü tuzu pişerken koyarsak yemek acı olur.
3 Mayıs 2010 Pazartesi
çay saati
2 Mayıs 2010 Pazar
PASTALARIM..
Efendimizin (sav) Şefaatine Nail Olmak İçin Kutlu Doğum proğramı için yaptığım pasta..
GÜLLERİN EFENDİSİNE BİNLERCE SALAT SELAM OLSUN...
ALLAHÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA VE NEBİYYİNA MUHAMMED....
hepsi bir arada aynı malzeme farklı düzenleme
işte en güzel an yaptıklarını seyre dalmak çok keyif veriyor bana..
buda portakal ve muzlu fındık kırıklarıylada zenginleştirildi.
buda öylesine malzeme aynı şekil değişik..
bu nasıl olmuş?
muzlu kivili bol meyveli
Bu gün sizlere pasta sunmak geldi içimden tarife gerek yok diye düşünüyorum pasta tabanları hazır kremayı kendim yaptım meyvelerle süslenmiş tat aynı görüntüler değişik sadece
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)